Okul kapılarını kapatırken: Eğitim!

Eğitimci Ali Ersönmez

75 bin 467 okulda, 18 milyon 710 bin öğrenci ve 1 milyon 168 bin 896 öğretmenin emek verdiği 2024-2025 öğretim yılı sona erdi. Okullar kapanmaya yaklaşırken, öğrenciler, veliler, öğretmenler ve eğitim çalışanları yeni bir telaşın içine girdi. LGS ve YKS sınavları, yılların birikimini ve emeğini ölçme süreci olarak tüm eğitim bileşenlerinin gündemindeydi. Öğrenciler, kendilerini güvenli ve doğru limana atmak için hasatlarını sundu.

Yapılan değerlendirmeler ve eleştiriler ise önceki yıllardan pek farklı değildi. Akademisyenler, sendikalar, eğitim uzmanları, felsefeciler, veliler, öğrenciler ve öğretmenler; eğitimin içeriği, yapısı, işleyişi ve kalitesinin beklentilerin çok altında kaldığı konusunda hemfikir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitim sisteminin temel işlevlerini yerine getirmekte zorlandığı sıkça dile getiriliyor.

Eğitim Sen’in vurguladığı gibi, Türkiye’de eğitim sistemi “piyasacı, rekabete dayalı ve sınav odaklı” yapısı nedeniyle derin ve çok katmanlı krizler yaşıyor. Bu yapısal tercihler sürekli yeni tıkanıklıklar yaratıyor ve eğitim kalitesini OECD ortalamalarının çok altında tutuyor.

OECD ve AB ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’de eğitimin nitelik kaybına neden olan birçok etmen öne çıkıyor. Fiziki altyapı eksiklikleri, donanım yetersizliği, kalabalık sınıflar ve ikili öğretim gibi temel problemler herkesçe biliniyor. Örneğin, taşımalı eğitim modeli eğitime erişimi kolaylaştırsa da, çocukların sosyal ve pedagojik gelişimini olumsuz etkilediği yönünde ciddi bilimsel değerlendirmeler mevcut.

Eğitim müfredatı, ders kitapları, sınav ve not sistemlerindeki güvensizlik ve istikrarsızlık da önemli sorunlar arasında. Sınav sistemindeki sürekli değişiklikler ve merkezi müdahaleler, yerel ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor. Sınav odaklı eğitim ise eleştirel düşünme, sorgulama ve yaratıcılığı geri plana itiyor. Oysa her öğrenci kendi özgünlüğünü yansıtabileceği, ilgi ve yeteneklerini geliştirebileceği bir eğitim ortamına ihtiyaç duyuyor.

Eğitimin gerçek gelişimi, ancak öğrenci, veli, öğretmen ve yöneticilerin birlikte aldığı kararlarla, gözlem ve deneyimlere dayanan önerilerle mümkün olabilir. En mikro düzeyde bile karar alma süreçlerinde tüm eğitim bileşenleri özne olmalıdır.

Türkiye’nin çok dillilik, kültürel ve inançsal çeşitliliği göz ardı edilmemeli; tekçi, homojen olmayan bir eğitim yaklaşımı benimsenmelidir. Engelli öğrenciler, mülteci çocuklar ve anadili farklı olan çocuklar için somut erişim planlamaları yapılmalıdır. Eğitimde eşitlik, dezavantajlı tüm grupların eğitim hakkına evrensel standartlarda erişmesiyle sağlanabilir.

Eğitim hakkı yalnızca okula gitmekle tamamlanmaz. Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimini destekleyecek koşulların sağlanması da gerekir. Araştırmalar gösteriyor ki, Türkiye’de çocukların önemli bir kısmı okula kahvaltı yapmadan geliyor ya da okulda beslenemiyor. Bu koşullarda yüksek eğitim performansı beklemek gerçekçi değil. Her öğrenciye bir öğün yemek, su ve süt gibi temel ihtiyaçlar için eğitim bütçesi artırılmalıdır.

Eğitim sorunlarını birkaç sayfaya sığdırmak mümkün değil. Ancak yeni bir eğitim paradigması oluşturmak, eğitimin amacını yeniden tanımlamak ve evrensel bir eğitim felsefesini hayata geçirmek için katkılar yapmalıyız.

Eğitimin amacı sadece insan yetiştirmek ya da iş gücü yaratmak olmamalıdır. En önemlisi, bireyin doğa, yaşam, farklı toplumlar ve kendi kültürü ile doğru ve anlamlı bağlar kurmasını sağlamaktır. Eğitim özgürleştirici olmalı, böylece etik, estetik, saygın, kültürlü ve barışçıl bir toplum inşa edebiliriz.

Eğitim, ezberleri bozmalı, karşılıklı ve süreç içinde kolektif yaşam köprüleri kurmalıdır. Unutmayalım ki; “Eğitimden tasarruf, yaşamdan tasarruftur.

Kaynaklar:

Eğitim Sen, “Türkiye’de Eğitim Sistemi ve Krizleri,” 2024.

OECD, “Education at a Glance 2023,” OECD Publishing.

TÜİK, “Eğitim İstatistikleri 2024,” Türkiye İstatistik Kurumu.

Milli Eğitim Bakanlığı, “2024-2025 Öğretim Yılı Faaliyet Raporu.”

UNICEF Türkiye, “Çocukların Eğitim ve Beslenme Durumu Raporu,” 2023.

Eğitim Reformu Girişimi, “Eğitimde Eşitlik ve Kalite Raporu,” 2022.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ