Eğitimde 2024-2025 Yılı Raporu: Eğitimde Derinleşen Kriz ve Eşitsizlikler Alarm Veriyor
2024-2025 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle birlikte Eğitim Sen tarafından yayımlanan yıl sonu raporu, Türkiye eğitim sistemindeki mevcut sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, raporu değerlendirerek eğitim alanındaki yapısal kriz ve derinleşen eşitsizliklere dikkat çekti.

2024-2025 eğitim öğretim yılında sona gelindi. Yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 binden fazla öğretmen için 3 aylık yaz tatili başladı. 2024-2025 eğitim öğretim yılı yarın sona ererken Eğitim Sen 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Yıl Sonu Değerlendirme Raporu yayınladı.
2024-2025 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle birlikte Eğitim Sen tarafından yayımlanan yıl sonu raporu, Türkiye eğitim sistemindeki mevcut sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, raporu değerlendirerek eğitim alanındaki yapısal kriz ve derinleşen eşitsizliklere dikkat çekti.
Parlakçı, “2024-2025 eğitim öğretim yılı 20 milyon öğrenciyi ve 1 milyon 200 binden fazla öğretmeni kapsamakta. Ancak ne yazık ki, eğitim sistemimiz piyasacı politikaların etkisiyle kamu niteliğini kaybetmekte, öğrenciler ve öğretmenler ciddi zorluklarla karşı karşıya” dedi.
Türkiye’de örgün eğitimde yaklaşık 18,7 milyon öğrencinin bulunduğunu belirten Parlakçı, devlet okulları ile özel okullar arasındaki nitelik farkının eğitimdeki eşitsizliği derinleştirdiğine vurgu yaptı:
“Devlet okulları kaynak yetersizliği, düşük ücretli ve güvencesiz çalışan öğretmenlerle mücadele ederken, özel okullara erişim sadece gelir seviyesi yüksek ailelerle sınırlı kalmaktadır”
Eğitimdeki yapısal sorunların giderek büyüdüğünü dile getiren Parlakçı, özellikle çocuk işçiliği ve çocuk yaşta evlilik gibi toplumsal sorunların eğitim hakkını tehdit ettiğini vurguladı. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2024 yılında 869 bin çocuk çalışırken, ağır ve tehlikeli işlerde bulunan çocukların sayısının endişe verici boyutlarda olduğunu belirtti.
Parlakçı ayrıca, “Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocuk işçiliğinin devam etmesi ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocukların sayısı kabul edilemez. Eğitimde erken meslek seçimi zorlaması, eşitsizlikleri artırmaktadır” dedi.
Deprem bölgesinde eğitimde yaşanan sorunlara da dikkat çeken Parlakçı, “Deprem felaketinden sonra fiziki, psikososyal ve teknolojik desteklerin sağlanmasında yaşanan gecikmeler, bölgedeki eğitim hakkını zayıflatmıştır” diye konuştu.
Taşımalı eğitimin kısmen kaldırılmasının kırsal bölgelerde eğitime erişimi zorlaştırdığını vurgulayan Parlakçı, “Bu uygulamanın sonlandırılması kırsal okulların kapanması, eğitim hakkının engellenmesi anlamına geliyor. Devletin her çocuğa eşit ve erişilebilir eğitim sunması zorunludur” dedi.
Parlakçı, eğitimde enflasyonun kamusal eğitimi tehdit ettiğini, öğrencilerin beslenme sorunları yaşadığını ve bu durumun öğrenme süreçlerine doğrudan zarar verdiğini belirtti:
“Öğrencilere ücretsiz ve sağlıklı bir öğün sunulması, anayasal bir sorumluluktur”
Parlakçı, “Milli Eğitim Akademisi uygulaması öğretmen yetiştirme sürecinde merkeziyetçi ve ideolojik bir müdahaledir. Eğitim sistemimiz bilimsel, laik ve demokratik temeller üzerine yeniden inşa edilmelidir. Kamusal eğitim güçlendirilmelidir” dedi.
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Eğitim hakkı vazgeçilemez, devredilemez bir kamu hakkıdır. Bu hakkın korunması ve geliştirilmesi için tüm eğitim bileşenlerinin birlikte hareket etmesi şarttır” diyerek sözlerini tamamladı.
HABER MERKEZİ